28 Nisan 2007 Cumartesi

e2 CLOSER DİZİSİ

BU KADIN DA KİM ???


Bir kaç haftadır takip ettiğim bir dizi var.Dizide ki kadın oyuncu çok ilgimi çekti.Biraz araştırma yaptım.Adı Kyra Sedgwick.Belki John Travolta nın Mucize filminden hatırlayabilirsiniz.Sevgilisi rolündeydi.

Dizi de bir dedektifi canlandırıyor ama neredeyse tamamı erkek olan bir departmanın polis şefi yardımcısı olarak.Sorgulama da çok usta,Güney Amerika aksanlı birazda sakar bir bayan.Olayları çözümlemede ne kadar başarılı olduğunu her olayda kanıtlıyor departmana.Yinede onun şefliğini içine sindiremiyen polisler az değil.

Dizide tuhaf bulduğum ama izlemekten vazgeçemediğim şeyler var.Kadının mimikleri özelliklede teşekkür ederken çok baskın.Bir da alt yazıda astları ona HANIMEFENDİ diye sesleniyor bu biraz tuhaf geliyor bana efendim diye çevirmemeleri daha da tuhaf...

Bir de kadın kahramanımız bu rolüyle 64.Altın Küre de Drama Dizi dalında En İyi Kadın Oyuncu seçilmiş.Yakından tanıyacağınız bir artistlede,Kevin Bacon ile evli..

26 Nisan 2007 Perşembe

KADINLIK BİZDE KALSIN

Dün akşam arkadaşımında rol aldığı bir tiyatroya gittik.Oyun Yılmaz Erdoğan tarafından yazılmış.
Konusu Adem ile Havva'nın yasak elmayı yemelerinden bu yana başlayıp günümüze kadar gelen kadın erkek çatışması.
Bu süreç kısa kısa hikayelerle anlatılmış.Arkadaşım Sabire aslındaTekirdağ da Özel Yaşam Hastanesinde çalışıyor.Zaten oyuncularda bu kadrodan oluşturulmuş.Hepsi hastane çalışanı,hatta hastanenenin sahibi bile rol almış.Çok hoş bir sosyal etkinlikti.
Arkadaşımz diye demiyorum bu kadar yoğunlukta çok iyi oynamış.Hepsini tek tek tebrik ediyorum.
Bu arada artık Sabire-Harun çiftide motorcu oldu.Hafta sonları bol bol gezeriz artık

24 Nisan 2007 Salı

23 NİSAN GEZİSİ...

Hafta sonu evdeki tadilata yardım ettikten sonra hiç planlamadığımız halde kendimizi Tekirdağ köylerini gezerken bulduk.
Mevsimlerden de bahar olunca ortaya seyrine doyamadığımız manzaralar çıktı tabii.
İlk gittiğimiz köy Yağcı köyüydü.Köye giriş çok güzeldi




(Yağcı Köyü Girişi ve Biz :) )

Yağcıdan sonra ona çok yakın Banarlı kasabasını gezdik.Ve ardından Bıyıkali köyüne gittik.Bu köydeki ekili alanlarda yeşilin her tonu vardı.






Bıyıkali köyünün birde göleti varmış.Gelmişken onuda görelim dedik.Bu kadar zamandır Tekirdağ da olmamıza rağmen hiç birimiz gitmemiştik.Keşke gitseymişiz.Yanı başımızda piknik yapmak için bu kadar ideal bir yer varmışta haberimiz yokmuş




Gezimizin 1.kısmı gölette bitti.Hazırlıksız olduğumuz için karnımız acıktı.Eve dönüp hazırlığımızı yaptık ve gezimizin 2.kısmına başladık.Bu sefer Naip ve Mermer köylerini gezdikten sonra Uçmakdere yoluna doğru gittik.





Çok güzel bir manzara eşliğinde çok keyifli bir gezi oldu.Dönüş yolunu Kumbağ üzerinden seçmekle hata ettik çünkü yol çok bozuktu.Hatta motorumuzun tekerine çivi battı.Günün sonunda çok eğlenmiş ama bir o kadar da yorulmuştuk...






İşte 23 Nisan tatilini fırsat bilip bir bahar gezisi daha yaptık.Fotoğraflar her zamanki gibi Duyuşenden...

20 Nisan 2007 Cuma

TADİLAT VAR...


Uzun zamandır film izlemek bir yana dursun hiç birşeye vakit ayıramıyorum.Hem iş yerinde işlerin çok yoğun hemde şu an oturduğumuz evden taşınıyoruz.Aslında taşınacağımız ev annemle babama ait ama onlar en üst kata çıkıyor alt katıda bize bırakıyor.Oturacağımız dairenin içinde tadilat yapıyoruz.O yüzden hiç zamanım kalmıyor.

Üstteki resmi nerden bulduğumu hatırlamıyorum ama hep böyle bir oturma odam olsun isterim bu resme baktıkça...

16 Nisan 2007 Pazartesi

MARMARA ADASI



Bu ara hem işlerin yoğunluğu hemde havaların biraz yağmurlu gitmesi bana hep tatil yapmak istiyorum hisssini yaşatıyor.Bu sebeple hep geçen yaz tadı damağımızda kalan Marmara Adası gezimizi hatırlıyorum.



Ada hem sakinliği hem güzelliği ile kendini bize hayran bıraktı.Kaldığımız otel (Viking Otel)küçük ama çok temiz ve denize çok yakındı.Aslında bizim evliliğimizin ilk ayıydı yani balayından yeni dönmüştük.
Yinede arkadaşlarımıza söz verdiğimiz için onları kıramadık ve gittik. İyiki de gitmişiz.
Aklımda kalan tek kötü şey anneannemin vefatı üzerine adadan ayrılmak için vapur bulamamaktı.Cenazeye yetişemedim.Cumartesi sadece sabah vapur vardı.Bir dahaki vapur Pazar öğlende olduğu için Tekirdağa zamanında dönememiştim.Hem buruk bir acı hem huzurlu iki gün olarak kaldı aklımda Marmara Adası...
Dediğim gibi Marmara, sakinliği,el deymemiş koyları,masmavi denizi,ekonomik otel seçenekleri ile çok huzurlu bir ada...Biz eşimle yeşil oğlanla yani motorumuzla gittik.O kadar zevkli ki adada motorla gezmek.Temiz havayı ciğerlerinize çeke çeke yolların koyların güzelliklerini çıplak gözle izlemek...

BABİL


2006'nın en çok merak ettiğim ama sinemada izleyemediğim filmini sonunda vcd de izledim.21 Gram'ı izlemiş ve çok beğenmiş biri olarak bu filmi çok beğenmediğimi söylemek isterim.
Konusu orjinal özellikte olsada filmde ki kopukluklar nedeniyle filmin içine bir türlü giremiyorsunuz.Adam ve karısı neden o çöldeydiler,Japon kızın üzerinde bu kadar durmaya gerek varmıydı gibi sorabileceğimiz birçok soru var.

Oyunculukların iyi olduğu tartışılmaz.Çekim konusunda da yönetmenin yeteneği tartışılmaz.Ama filmde havada kalan şeyler var.Oluşan boşluk belki filmin sonun da dolar diyorsunuz ama üzgünüm bence dolmuyor.

Ama filmin izlenebilecek yanlarıda var.
Çocukca bir oyunun yol açtığı bir olayın dünya tarafından yanlış anlaşılmaya ne kadar müsait olduğu,
Dilini bilmediğiniz yabancı bir ülkede dilini bildiğiniz insanlar tarafından anlaşılamamak,dilini bilmediğiniz insanlarla konuşmadan anlaşabilmek,
ve düyanın aslında çok küçük olduğunu bu filmde net olarak izleyebilirsiniz.

Babil;eski çağalarda bir kuş olarak biliniyormuş.O kuş kimin kulağına şakırsa o kişinin dünya yüzünde konuşulan tüm dilleri anlayabileceğine inanılırmış.

Bence 3 ayrı kıtada 4 faklı dille çekilmesi Babel'i izlenmesi gereken bir film yapıyor.

Söylemeden geçemeyeceğim bir şey daha var Brad Pitt çok yaşlı görünüyordu filmde ama bence Yardımcı Erkek Oyuncuda Oscar'ı haketmişti.

11 Nisan 2007 Çarşamba

KÖSTEBEK


Film de oyuncu olarak yok yok…
Yapımcılar paraya kıymış, yönetmen de oyunculara kıymış. Yani filmde ki bu ünlüler pat pat ölüyor ünlü yönetmenimiz sayesinde.
Filmin hikâyesi Asya’da büyük başarı kazanan ‘’Infernal Affirs ‘’ adlı Hong Kong filmine dayanıyormuş.

Film;
En İyi Film
En İyi Yönetmen-Martin Scorsese
En İyi Kurgu
En İyi Uyarlama Senaryo dallarında Oscar aldı.

Filmde Jack Nicholson,Matt Damon,Leonardo Di Caprio,Mark Wahlberg ve daha birçok ünlü oynuyor.

Konu olarak eyalet polisi olmaya çalışan ama ailesinin kirli geçmişi yüzünden bunu başaramayan bir gencin mafya içine köstebek olarak sızmasına karşın, eyalet polisi olmayı başarmış ama hatta mafya sayesinde birçok terfi almış bir gencin mafya için köstebeklik yapması ve ortaya çıkan çatışma…

Kesinlikle çok yoğun tempolu, şaşırtıcı, heyecanlı bir film. Ama itiraf etmeliyim izlerken biraz yoruldum. Çünkü çok dolu bir film. Hiçbir ayrıntıyı atlamadan izlemeye çalışmak biraz yoruyor.

Oscar ödüllerine gelince daha Babel’i izlemedim. Babel’e haksızlık mı yapılmış yoksa bu film mi hak etmiş onu izledikten sonra karar vereceğim.

BİZİM EVDE BAHAR



Bu fotoğraflarda hafta sonu Ayşe'nin annemlerde çektiği resimler.Annemlerin evinin önünde üzüm bağaları arka tarafında da bahçe var.Yani dört tarafı bahçe bu zamanlarda hele mayıs ayından sonra çok güzel oluyor.Yukarıda ki resim Kiraz ağacımız küçük olduğuna bakmayın çok bereketlidir.




Ortada ki ağaçsa Armut ağacı.Meyvesi çok lezzetlidir.



Buda armut çiçeğinin yakın çekimi...Ayşe bu fotoğrakları cep telefonu ile çekmesine rağmen çok iyi çıktılar.Eline sağlık kopça...
Ohhh bahar geldi hoş geldi...

Çok eskiden ben lisedeyken bir tv programı vardı.GENÇ MAVİ.Onun bir lafı ile bitiriyorum yazımı...


GELDİ BAHAR AYLARI
GEVŞER GÖNÜL YAYLARI

BAHARIN SİMGELERİNDEN...

Bu fotoğrafları asıl mesleği Ziraat Mühendisliği olan arkadaşım Duyuşen yolladı,bloğa koymam için.Baharın simgelerinden olan Çilek ve Sümbül.


Bu sümbül arkadaşımın bahçesinden...Ziraatçiya balkonunda herşey var...

7 Nisan 2007 Cumartesi

POLİS


ŞİDDETE MEYALİM
VALLİHİ DERTTEN

Filmi akşam izledik.Ve çok beğendik.Başrollerinde Haluk Bilginer,Özgü Namal ve dizilerde tanıdığımız birçok oyuncu var.Ama aslında sadece Haluk Bilginer tek başına film için yeterliymiş.

Konu olarak emekli olmak üzere ünlü ve başarılı bir cinayet masası dedektifi olan Musa Rami bir mafya üyesini çatışmada vurur.Mafya üyesinin ailesi ondan intikam almaya yemin eder.Ama bu sırada Musa Rami beyin kanseri olduğunu öğrenir yani çok az ömrü kalmıştır.Bütün bunların üstüne Musa Rami üniversite tezini hazırlayan Fundaya yardımı sırasında ona aşık olmuştur.

Ölüme gün sayarken ailesini mafyadan korumak, aşkınıda Funda'ya itiraf etmek zorundadır.

Biz filmi çok beğendik eşimle.Ben özellikle yazıma koyduğum resimdeki camii önündeki sahneyi çok etkilenerek izledim.Çok duygulandım.Bir Kuran okuma sesi alttada türkçe meali geçiyor.Ve Musa'nın oanda ki durumu ile ilgili ayetler okunuyor.Gerçekten çok orjinaldi.

Çok komik sahnelerde vardı çok güldük ama sonunda biraz hayal kırıklığına uğradık.Senaryo beklentilerimize ters düştüğü için sadece...

Kesinlikle kenarde köşede kalacak es geçeceğiniz bir film olmamalı...
İzlemenizi tavsiye ederim...

4 Nisan 2007 Çarşamba

COLD CASE



Size takip ettiğim bir diziden daha bahsetmek istiyorum.Adı Cold Case.

Konusu; Lily Rush Philadephia'da yalnız yaşayan bir dedektiftir.25 yıl önce işlenmiş bir cinayeti başarıyla çözmesinin ardından Philadephia Polis Merkezi daha önce kimsenin aklına gelmeyen bir proje başlatır.Kapanmış dosyaları raflardan indirip çözmeye, faili mehçul kalmış olayları aydınlatmaya başlarlar. Bu proje Lily'nin kariyerinde de bir dönüm noktası olur.(kaynak: http://www.cnbce.com/.)

Tabii diziyi sıradan bir polisiye olmaktan çıkaran birçok ayrıntı var.Dizi çok eski yıllara dayanan olayları aydınlattığı için her bölünde eskiyle yeninin karışımı harmanlanıyor.Yani olay anında kişi 6 yaşındayken yıllar geçmiş 46 yaşına gelmişse onun 6 yaşındaki halinide geri dönüş sahneleriyle görüyoruz.

Ayrıca hangi yıldaysak o yılın hit şarkıları size eşlik ediyor dizide.Her bölüm bir film tadında geçiyor.

En önemli karakter olan (resimdeki sarışın bayan)Lily Rush.Çok narin ve her an ağlayacakmış görüntüsünün arkasında çok güçlü bir kadın var.Kesinlikle diziye duygusallık kadar olaylar karşısında güçlü olma duygusunu da hissettiriyor.


Benim en sevdiğim bölümse olay çözülüp dosya tekrar yerine kaldırılırken ölen kişinin minnet dolu bakışlarla dedektiflere gülümsemesi...

Dizi Cnbc-e de her Cuma saat 21:00 de.
Benden söylemesi...

3 Nisan 2007 Salı

MOTOSİKLET FUARI/2007



FUARA GİTTİK
Hafta sonu uzun zamandır beklediğimiz motosiklet fuarına gittik. Fuar Beylikdüzün’de yeni fuar alanındaydı.Atatürk Havalimanına çok yakın.
Biletli olanlara otopark ücretsizdi ama yer bulmakta biraz zorlandık. Otoparkı fuara bağlayan yollar çamur içindeydi ve çok bozuktu. Bu durum biraz canımızı sıktı. Ama bu can sıkıntısı içerde yerini hayranlığa bıraktı. Çünkü hemen hemen her firma ordaydı ve motorlar çok çok güzeldi.

Harleyler,Vespa tarzı motorlar,Vespaların ta kendileri,el yapımı motorlar…
Biz eşlerimizi Harleylerin başından onlar bizi Vespaların başından almakta bir hayli zorlandık.


Yaklaşık 3,5 saat gezdikten ve çıkarken ufak bir ezilme tehlikesi atlattıktan sonra elimizde çantalarca broşürle döndük. Tabii bizde herkes gibi bol bol fotoğraf çekildik. En komik olan da motorlara hiç bakmadan manken hanımlarla fotoğraf çektirme yarışındaki gençlerdi. Birde içeriye girerken bir genç bilet isteyen gişe görevlisine ‘’ biz sadece gezip çıkacağız’’ diyordu. Sanki biz yatıya gelmişiz gibi.

Fuarda en çok dikkatimiz çekenlerden biri elektrikli motorlardı.40km hız yapıyorlar bir batarya dolumun da 5 ytl masrafları oluyor. Çok ekonomik bir motor ve şehir içi için çok uygun geldi bize.

Birde 3 tekerlekli motor vardı ki hepimizi kendine hayran bıraktı. Çok güzel görünüyordu.
Çok kalabalık olması ve bolca gürültü kirliliği olmasına rağmen çok keyifli bir anı oldu.Eşimle birşeyi anladıkki bizim motorculuğumuz bu fuardan sonra biraz yavan kalıyor.(Mondial 125 imiz var.)

Bu anıyı fotoğrafları ile ölümsüzleştiren arkadaşımız ‘’DUYUŞEN’’ e ( http://www.tekirdagunluk.com/ ) ve oraya kadar bizi götüren ‘’ZAFER''e çok teşekkür ederiz.Elinize, ayağınıza sağlık.

2 Nisan 2007 Pazartesi

BÖYLE JAMES BOND OLMAZ


007 JAMES BOND
En baştan söylüyorum filmi beğenmedim.Hemde hiç.Filmin başındaki kaçış sahnesi hariç filmin benim hafızamda yer edecek hiç bir ayrıntısı yok.Sebebi kesinlikle önceki Bond filmleri değil.
Bir kere konuda ki dağınıklık filmi anlamanızı engelliyor.Kötü adam kim hangi kötülükleri yapıyor,Bond ve kızları bu işin neresinde vs...
Ayrıca hiç bu kadar dikkatsiz ve beceriksiz James Bond da görmedim.Ajanlık eğitimini nerde almış acaba...
Neyse fazla söze gerek yok izlerken çok sıkıldım ve kızdım.Böyle James Bond olmaz.İlk işi olsa bile.
Bu tarz filmlerin uzmanı ve hayranı olan eşimde hiç beğenmedi.Olmamış hiç olmamış...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Related Posts with Thumbnails