24 Ocak 2008 Perşembe

ÇIK ARAMIZDAN...

Filmin baş rollerinde Robin Williams var.Romantik komedi türünde evde patlamış mısırla iyi gidecek bir film.

Konusu ;Ben ve Sadie birbirini çok seviyor ve evlenmeye karar veriyor.Sadie bir küçükken gittiği ve ailesinin oturduğu semtteki kilisede evlenmek istiyor.Ama bu kilisede ki rahip Frank'in evli çiftleri geçirdiği bir kurs var.Ben ve Sadie evlenmek için bu kursu geçemek zorundadır.
Başta basit görünsede ilerledikçe karmaşıklaşan kurs çiftin evlenme kararlarını bir kez daha gözden geçirmesini sağlayacaktır.



Bu resimde ki bebekler kursun bir parçası.Gerçek bebekler gibi ağlıyor,kaka yapıyor,gaz çıkartıyorlardı.Çok komiktiler ama görünüşleri biraz ürkütücüydü.Düğün alışveriş listesini hazırladıkları sahne gerçekten çok eğlenceliydi.

Yukarıda ki resimdeki çocuk da rahip Frank'ın yardımcısı rolündeydi.Filmde ki espirili havaya büyük katkısı olduğunu düşünüyorum.

Robin Williams dışında oyunculuklar çok zayıftı.Evde ''bütün kızlar toplandık'' partileri için ve evde hoş bir akşam için ideal bir film.

23 Ocak 2008 Çarşamba

GELENEKSEL PARA GÜNÜNDEN BİR MENÜ...

Devam eden para günmüz Ocak ayı ev sahibemiz Nagihan'dı.Bizi her zaman ki gibi çok özenli ve lezzetli bir sofrayla karşıladı.
Nagihan'ı daha önce Ayşe'yi görmeye geldiklerinde bize yaptığı pastalardan hatırlayacaksınız.
Menüsündekiler;

Mükemmel Pasta (içinde ananas,muz,portakal vardı)

Zeytinyağlı Sarma

Kıymalı Börek

Perişan Kurabiye

Ve Fulya arkadaşımızın getirdiği kurabiyeler


Arkasından Meşhur Nagihan Kestane Servisi....vs...vs... Bol yemek bol sohbet...
Yeni ev sahibemiz Duyuşen...Yeni diktiği bolero da çok şık olmuş.

22 Ocak 2008 Salı

ARKA BAHÇE

Uzun zamandır izlenecekler listemde duran bir filmdi.Keşke o kadar uzun durmasaydı listede.Daha önce bu tür bir film izlemediğimi itiraf etmeliyim.Belgesel tadında aşk.

Rachel Weisz çok beğenğim bir oyuncudur.Bu filmde En iyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar'ını almış.

Ralph Fiennes'in yakışıklı olmamasına rağmen karizması beni her filminde etkilemiştir.Özellikle Kızıl Ejder,İngiliz Hasta ve tabii Schindler'in Listesi filmleri...

İngiliz bir diplomat olan Justin karısı Tessa ile beraber görevi sebebiyle Kenya'da yaşamaktadır.Tessa dünyadaki adaletsizliklere duyarlı bu konularda üstüne düşeni yapmaya çalışan idealist ve kararlı bir kadındır.Nambiya'ya yaptığı bir gezi sırasında Tessa öldürülür yanında ki doktor arkadaşı ise kayıptır.Durum bir aşk cinayeti gibi görünür.Ama Justin karısının ona duyduğu sevgiye inanarak bu işin üstüne gider.

İş geliştikçe Justin kendini ilaç sanayiinde dönen kirli işlerin içinde bulur.Ama Tessa'nın hatırası ona bu işin peşini bıraktırmaz.Neye mal olursa olsun...


Bu kare filmin son sahnesi.Çok etkileyici ve güzeldi.Bir insanlık ayıbı içinde kararlı bir aşk ve kararlı bir adam.
Fazla ayrıntı vermek istemiyorum ama film her tür seven için kaliteli ve anlamlı bir film bence.


Burası kimin arka bahçesi bilinmez ama yaşananlar böyle bir bahçe hiç olmasa dedirtiyor.










NOT:
Filmi izledikten sonra eşimin hazırladığı süper bir sofrada yemek yemekte ayrı bir kefiyti.Çupralar çok güzeldi.Eşime burdan çok teşekkür ediyorum.Bu ara beni bir bebek gibi baktığı için...

18 Ocak 2008 Cuma

ESKİŞEHİR'DEN BİR KAÇ KARE...

Bayramda Ayşe,annem ve babam yeni dünürlerini yani Ayşe'nin nişanlısı Murat'ın ailesini ziyarete gitmişti.Bol bol fotoğraf çek dedim.Ama hava çok soğuk olduğu için fazla gezememişler.
Çektiği birkaç resmi az da olsa yayınlamak istedim.1,5 sene Eskişehirde kalmış biri olarak her zaman sevmişimdir bu şehri.1997 yılında amcamların yanında kalıp İzmir Büyük Dershaneye gitmiştim.
Dershanenin ilk günü otobüs durağında bir kız gördüm.Elimizde aynı kitaplar vardı. O otobüste o gün tanıştım Selma Ertorun ile.Dershane boyunca tarif edemiyeceğim kadar güzel bir arkadaşlık yaşadık.Sinema maceralarım ve merakım da ozamanlar başladı.Titanic filmini 2 kez izledik onunla.Ağlamaktan gözlerimiz şişmişti.
Ayrılık çok zor olmuştu.Üniversite yıllarında mektuplaştık.Sonra izini kaybettim canım arkadaşımın.Afyon-Emirdağ'lı olduğunu biliyorum.Birde İsviçre'ye evlendiğini.
Güzel arkadaşlıkları unutmak çok zor.Bu devirde tekrar yaşamakta.Burdan Selma'yı sevgiyle ve hasretle anıyorum.
Üsteki iştah açıcı fotoğraf Ayşe'nin Murat'ın kızkardeşi ve kuzenleri ile gittiği Kahve Dünyasından.Çikolata içmek istediğiniz de bu güzel görüntü ile karşılaşıyorsunuz.

1997 den beri çok değişmiş olsada hala ordaysalar;burdan Eskişehir'e Kılıçoğlu sinemasına,Pino'ya,Arı sinemasına,Porsuk çayına,Doktorlar caddesine ve hep gittiğimiz çiğ börekçiye selam olsun...

16 Ocak 2008 Çarşamba

SINIR ÖTESİ

Konusunun ilgi çekici ve gerçek olması dışında film kötüydü.Baş rollerinde Antonio Banderas ve Jennider Lopez oynuyor.
1993 yılında gerçekten Meksika'da 400 kadının tecavüz edilip öldürülmesi çok acı.Meksika'da hayat onlar için yeterince zorken birde canlarını korumak zorundalar.Üstelik hükümetlerde bu cinayetlere göz yumuyor.

Filmde sahne çekimlerini ve konunun işlenişini sevmedim.Bir çok kopuk nokta var.Başka oyuncularla (kastım Jennifer Lopez bence şarkı söyleyip dans etsin) daha kaliteli bir senaryo ile film çok güzel olabilirmiş.

Bu benim nacizane fikrim.Benim gibi konusunu ilginç bulduysanız tv çıkınca izleyin.Önceden aranacak bir film değil.

Bu arada kimsenin sayfasına bakmaya zamanım olmadı.Bu yüzden beni affedin.İnşallah yakında herşey normale döner bol bol ziyaret ederim sizleri.

14 Ocak 2008 Pazartesi

BÜYÜK HAZİNE:SIRLAR KİTABI

Herkese Merhaba;
Uzun zaman oldu biliyorum ama elimde olmayan sebeplerden dolayı bilgisayardan biraz uzak kaldım.Bunu telafi etmek için sizinle vizyon filmlerinden birini paylaşmak istedim.

Başrollerince Nicolas Cage,Diane Kruger ve birkaç tane daha tanıdık yüz var.(Ed Harris gibi...)

Film baştan sona aksiyon ve macera.Hiç temposu düşmüyor hep merak uyandırıyor.Gizem dolu macera filmlerini seviyorsanız izlemelisiniz.

İlkinide severek izlemiştim.Eğlenceli bir filme gidip güzel bir hafta sonu yada akşam için ideal bir film.

Filmin genelinde espiri boldu ama Benjamin Gates'in anne ve babalarının kavgaları çok komik ve eğlenceliydi.

Herkese sağlıklı ve mutlu bir hafta diliyorum...

4 Ocak 2008 Cuma

.....OLSAM NE OLURDUM?

Çok sevdiğimiz ve her gün zevkle takip ettiğimiz arkadaşlarımız cocuklacocuk bizi sobelemişler.Onlara teşekkür ediyoruz ve sobeyi cevaplıyoruz.
Fatoş-Portakal
Yemek olsam ne yemeği olurdum:
Ben islim kebabı olurdum.Hem yapmasını hem yemesini çok sevdiğim için.Patlıcansız bir hayat düşünemiyorum .

Müzik aleti olsam ne olurdum:Yan flüt olurdum.Hep çalmayı hayal ettiğim bir müzik aletidir.Çok severekte dinlerim.

Araba olsam ne olurdun:Tabiki Mini Cooper.O kadar küçük olmasına rağmen hem güçlü hem çok şirin.
Aylardan hangisi olurdum:Temmuz olurdum.Bu ayda doğduğum içinde seviyorum ama Temmuz bana neşe ve huzur veriyor.Herşeyin bol olduğu bir ay.

Ayakkabı olsam hangisi olurdum:Çok şık topuklu bir çizme.Hiç bir zaman giyemem o yüzden galiba.Genellikle rahat ayakkabılar giyerim.

Kıyafet olsam ne olurdum:Aşk ve Gurur filmde ki giyilen herhangi bir elbise olabilir.Hepsi birbirinden güzel çünkü.

Ayşe-Mavi

Yemek olsam ne yemeği olurdum:İskender olurdum.Çünkü Muratın en çok sevdiği yemek.
Müzik aleti olsam ne olurdum:Elektro Gitar olurdum.Sert ama çok huzur verici.


Araba olsam ne olurdun:Jip olurdum 4x4 Safariler için.:))

Aylardan hangisi olurdum:Şubat olurdum.Doğum günüm o ayda olduğu için.

Ayakkabı olsam hangisi olurdum:Harley Davıson bir bot olurdum.Hez zaman güvendesiniz.
Kıyafet olsam ne olurdum:Şal olurdum.Sıcacık bir dost.Her zaman arkanızı sizi kollayan.

Şimdi sıra bizde.Başta arkadaşım Duyuşen'i , Zehra'yı ,Muhterem'i ,Nino'yu ve miss-zerrin'i sobeliyoruz.

Kolay gelsin arkadaşlar...

3 Ocak 2008 Perşembe

AŞKIN KİTABI

Geçen sene boyunca sinemaya gelmesini beklediğim ama gelmesi ile gitmesi bir olan dolayısıyla gidemediğim bu filmi vcd de izleme şansım oldu.

Aşk ve Gurur filmi tadında olacağımı tahmin ediyordum yanılmadım.Ama Aşk ve Gurur kadar etkilenmediğimi itiraf ediyorum.O benim Jane Austen serisindeki ilk göz ağrım.


Filmde Jane Austen'ın kendi hayatı anlatılıyor.Kitap yazmaya başlaması,zengin ve soylu bir ailenin yiğeninden alınan evlilik teklifini kabul etmemesi,aşık olması ve sonrası...

Dediğim gibi Aşk ve Gurur çok daha etkileyici ve sarsıcıydı benim için.Aşkın Kitabı biraz üstünden geçiyor hafif kalıyor.Ama izlenmesi gereken güzel romantik bir biyografi.

Şimdi Kate Winslet'ın oynadığı yine Jane Austen romanından uyarlama Aşk ve Yaşam kaldı izlemediğim.Onuda izleyince sanırım bu yazarın tüm kitaplarını alacağım.

Jane Austen İngiltere'de yaşamış o dönemde kadınlar sadece zengin bir koca bulup evlenirken o kitap yazmaya tutkun eğitimli bir kadınmış.Ailesi fakir olduğu için bir yakını tarafından okutulmuş.41 yaşında göğüs kanserinden ölmüş.Bu kısacık hayata birçok kitap sığdırmış.Hiç evlenmemiş.Nedenini filmi izleyince anlayacaksınız.Yaşadığı ev müze haline çevrilmiş.

Romantik seçenekler arayanlar için birebir.Benim gibi Jane Austen tarzının hayranları için ise kaçırılmaması gereken bir film.

2 Ocak 2008 Çarşamba

2008'İN İLK FİLMLERİ...

Herkese Merhaba...
Yoğun bir yeni yıl trafiğinden sonra herkes gibi bizde işe döndük.Yılbaşında Duyuşen'in düzenlediği ''yeni yıl toplanmacası''na katıldık.Sabah ezanıyla eve döndük.Çok güzel şeyler yedik,tabu ve monopol oynadık.

Yılbaşından önce herkese yeni yıl mesajı atmaya çalıştık.Ama blogcu arkadaşların bloglarına ulaşamadık.

Buradan tekrar 2008 yılının herkese sağlık mutluluk ve huzur getirmesini diliyoruz.

2008 yılının ilk filmlerini izledim.1.ci SİL BAŞTAN;
Rengarenk saçlı Kate Winslet ve Jim Carrey.Filmi 2007 de izlemeyi çok istemiştim ama Türkçe cd si uzun bir süre çıkmamıştı.Geçen hafta çıkan cd ler arasında görünce çok sevinmiş eşime sipariş etmiştim.

Nasıl anlatsam bilmiyorum.Film çok ama çok güzel.Filmi izleyerek yaşamanız lazım.

Konusu kısaca şöyle Joel kavga ettiği sevgilisi Clementine'in bilimsel bir labaratuarda kendisi ile ilgili tüm anılarını sildirdiği ile ilgili bir yazı alır.Buna çok sinirlenir.O kızgınlıkla kendiside aynı işlemi yaptırmak için Lacuna Labaratuarına başvurur.

İşlem başlar ama Joel zihninde anılar silindikçe onları son kez yaşadıkça pişman olur.Clementine tamamen silinmeden uyanmak zorundadır.

Filmdeki sahne geçişleri,zihindeki anı sahneleri,konuşmalar....O kadar güzel ki. Tekrar tekrar izlemek istedim.Daha yılın ilk günlerinde bu yılın en iyi filmlerinden birini izledim diyorum.
İnsanlar ilişkilerin günü birlik yaşandığı bu dönemlerden gerçek aşkı bulduklarında bile anlamıyorlar.Ancak kaybettikten sonra farkına varıyorlar.İletişimsizlik ilişkileri sonlandırıyor.
Bu konular üzerine derinlemesine bir film var karşınızda.
Bazen herkesin sil baştan sayfalara sil baştan ilişkilere ihtiyacı var.2008 yılında Sil Baştan ile başladım.

Ben arşivimin en güzel köşelerinden birine kaldırdım filmi.Romantizimin ve bilim kurgunun iç içe olduğu film çok orjinal ve güzel.

Söylemesi benden...İzlemesi sizden...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Related Posts with Thumbnails