31 Ekim 2007 Çarşamba

GEÇEN MİNİK ELLER MUTFAKTA ETKİNLİĞİ

Biliyoruz http://yanya-evenez.blogspot.com/ un etkinliği MİNİK ELLER MUTFAKTA tarihi geçti. Bu güzel ekinliğe katılmayı çok istedik ama o gün bilgisayarda ki internet bağlantısından dolayı yayınlayamadık.Yinede yayınlamak istedik.

Mutfakta yiğenimiz (ağbimizin oğlu) ile yaptığımız muffinler.Bedir Aslan'ın söyleyişi ile FUFFİN'ler..
Tarifi sevgili Portakal Ağacından aldık. (
http://www.portakalagaci.com/oburcuk/2004/02/uzumlu_kek.html)


Farklılık olarak hamurun yarısını kakaolu yaptık.Afiyetle yedik.
Şimdi Bedir hergün hala fuffin diyor.

29 Ekim 2007 Pazartesi

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI

En büyük milli bayramımız herkese kutlu olsun.Birlik ve beraberliğimiz hiç bozulmasın.
Vatan için şehit olan herkesin ruhu şad olsun.

26 Ekim 2007 Cuma

SOBELEMECE

Sevgili arkadaşımız Zehra http://zehraninevi.blogspot.com/ bizi sobelemiş.Öncelikle neşe saçan arkadaşımıza teşekkür ediyor ebe olarak sobesini ayrı ayrı cevaplıyoruz.

Fatoş...

1-Ben küçükken ;yanıp sönen yıldızları hareket ediyormuş gibi göründükleri için UFO sanırdım.

2-Aslında ben ; öğretmen olmak istiyordum.


3-İlk kopyamı ne zaman çektiğimi ;hatırlamıyorum çünkü hiç kopya çekmedim.Ben biraz inek öğrenciydim de.Ama ilk kopyamı ilkokulda sosyal bilgiler dersinde şu an ağbimle evli olan arkadaşıma ( yengem) verdiğimi hatırlıyorum.


4-En saçma huyum; çabuk ağlarım.


5-Cep telefonum; genellikle yanımda olmaz yada şarjı biter.Her seferinde ''bu telefonu neden taşıyorsun'' gibi tepkiler alırım.

(http://www.hürriyet.com.tr/)

6-Aşk bence; grip öncesi ateşlenmek gibi birşey.Sevginin ortaya çıkış belirtisi.Ben kocama önce aşık olmuştum.Şimdi onu çok seviyorum.


7-En sevdiğim bloglar; e şıkkı hepsi....Kimseyi birbirinden ayırmak istemiyorum.Takip ettiğim tüm blogları severek izliyorum.


Ayşe...

1-Ben küçükken tv filmlerin başlangıcında çıkan ve kükreyen aslanın oradan çıkp bizi yeyeceğini sanırdım.


2-Aslında ben; bazı anlarda dünyadan merküre ışınlanmak istiyorum.



3-İlk kopyamı ne zaman çektiğimi ; Hatırlıyorum.Ortaokulda küçük not yazıp eteğime iğnelemiştim.Ama ters iğnelediğim için bir türlü düzünü çevirip bakamamıştım.


4-En saçma huyum ; çabuk sinirlenmem.



5-Cep telefonum; X ayşe = murat

6-Aşk bence ; Moda olan kırmızı tişört için heveslenip aldıktan sonra bir kac kez giyip modası geçince unutmaktır.Aslolan sevgidir dolabınızda duran ve giymekten hiç vazgeçmediğiniz mavi tişörtünüzdür.



7-En sevdiğim bloglar ; Hepinizi seviyoruz.Ayrım yok.

Şimdi bizde sobeliyoruz.

Sobelenenler;

http://sanalkadraj.blogspot.com/

http://www.cocuklacocuk.com/

http://bonsaicicegi.blogcu.com/

25 Ekim 2007 Perşembe

ARDAHAN DAMAL BEBEKLERİ

Murat Ardahana gidene kadar Damal bebeklerinden haberdar olmayan ben şu an bir Damal bebeği sahibiyim . Biraz önce kargoyla gelen bu anlamlı hediyeyi sizlerle paylaşmamak olmazdı.



Kutuyu açınca çok sevimli yöresel kıyafetler giydirilmiş bir bebekle karşılaştım.Öğrendim ki çok sevimli olmasının dışında bir çok özelliğe sahip bu bebek.


Bir kere Damal bebeği Japonyada El Emeği Katogorisinde ülkemizi temsil etmiş ve 1.lik kazanmış .


Bebeğimizin üzerinde bulunan kıyafetler tek tek el dokuması olup 18 parçadan oluşmaktaymış ve 1 bebek 2 günde bitiyormuş. Ayrıca bu bebebekler 3 gruba ayrılıyormuş ;


* Genç bekar kız kıyafeti

* Evli kadın kıyafeti

* Gelin kıyafeti

Ayrıca bu bebeğin ortaya çıkış öyküsü;Damal da bir ev hanımı evini geçirdirmek için kendi imkanlarıyla süslü yöresel kıyafetli bebekler yapmış bir süre sonra Halk Eğitim Merkezi tarafından keşfedilerek dünyaya tanıtılmasına vesile olmuş.Şimdi Ardahan Damal ilçesindeki Halk Eğitimde Merkezinde yaklaşık 40 ev hanımıda kurs görerek geçimini bu bebeklerden sağlıyor.


Hediyenin fiyatı sorulmazmış ama fiyatları 35,00 ile 60,00 ytl arasında değişiyormuş.
Ayrıca Damal ilçesinin bir özelliğide dağlarında M.Kemal Atatürk'ün suretinin gölgesinin oluşmasıymış.

Damal ilçesi ve Damal bebekleri hakkında ayrıntılı bilgi için http://www.damal.gov.tr/damalbebek.htm adresine bakabilirsiniz.
Bu güzel bebeği biraz yakın planda görüntüledik.


Çok temiz bir el işçiliği var.Saçının örgüsünden çoraplarının bağına kadar her türlü ayrıntı düşünülmüş ince ince işlenmiş.

Muratcım bu güzel hediye için çok teşşekür ederken seriyi tamamlamanı merakla bekliyorum :)
Ardahana sevgiler...

DÖNÜŞ (VOLVER)

Bu akşam film gecesi yaptık.Erkekler oyun gecesinde (bilgisayar oyunu) olduğu için romantik bir aşk filmi seçmeliydik.Sonunda hepimizin merak ettiği Dönüş filmini aldım.Ayşe ,Duyuşen ve Neşe hep birlikte izledik.İyi ki de izlemişiz.
Başrollerinde Penelope Cruz olmak üzere çok başarılı 4 kadın daha var.Öyle ki başarılarını 2006 Cannes Film Festivalinde hep beraber En İyi Oyuncu ödülünü alarak ispatladılar. Film aynı festivalde En İyi Senaryo ödülü de almış.

Konuda 3 kuşak bir kadın hikayesi var.Annaanne,kızları ve torunu...

Yönetmen Pedro Almodovar.Filmin geçtiği yer yönetmenin doğduğu kasaba olan La Mancha.Bu kasabanın özelliği doğu rüzgarlarından dolayı her yaz birçok yangının çıkması ve bu rüzgarların insanlarda akıl hastalıklarına sebep olmasıdır.

İki kız kardeş Raimunda ve Sole'nin anne babasıda böyle bir yangında ölmüştür.Raimunda evini geçindirmek için çok çalışan güçlü bir kadındır.Ama kocası işsiz ve sürekli sarhoş bir adamdır.Kızı Paula ergenlik çağında bir genç kızdır.

Sole ise eşi tarafından aldatılıp terk edilmiş biraz ürkek bir kişiliktedir.Geçimini sağlamak için evinde kuaförlük yapmaktadır.

Hayatları Raimunda nın kızı Paula'ya babasının cinsel tacizde bulunmaya çalışması ve Paula'nın onu öldürmesi ile öldü zannettikleri annesini geri dönmesiyle sarsılacaktır.

Bundan sonrası için fazla ayrıntı veremem.Filmde fazla miktarda ayrıntı var.Büyüsü bozulmasın .Film kesinlikle kız kıza zevkle izlenecek bir film.Erkeklerin beğeneceğini sanmıyorum.Erkek bir yönetmenin bu kadar güzel ve ayrıntı kadın portresi çizmesi çok başarılıydı.Yönetmenin daha önceki Annem Hakkında Herşey ve Konuş Onunla filmleri de bu tarzdaydı.

Amerikan filmlerine bir mola verin.Bu küçük kasabadaki bu sıcak hikayeyi izleyin.

24 Ekim 2007 Çarşamba

ZODİAC

Yönetmen koltuğunda Panik Odası,Dövüş Klübü,Seven,Oyun gibi çok güzel ve tansiyonu yüksek filmlere imza atan David Fincher...
Oyuncular Mark Ruffalo,Jake Gyllenhaal ve birçok ünlü yüz.


Cnbc-e dizisindeki eski doktorlardan Dr. Mark Greene (Anthony Edwars) dedektif rolünde.

Kadro iyi yönetmen iyi konu ilginç ama film çoookkkk uzun. Filmin başını unutacak kadar.

Konusu San Fransisco da yaşanan bir seri katilin gerçek bir hikayesinden alınmış.Hatta Yönetmen o yıllarda San Fransisco'da çocukmuş.Bu olaydan çok etkilenmiş.

Bu katil sürekli cinayetler işliyor ve onlarla ilgili şifreli mesajlar mektuplar yolluyor.Bunu bazen basın yoluyla yapıyor.2 dedektif 2 gazeteci yıllar süren bir bilmecenin içinde buluyor kendini.Öyleki Zodiac ki takıntı haline getirip hayatlarından ödünler veriyorlar.
İşte böyle daha fazla anlatmayacağım.Hem çok uzun hem de ipuçlarını ağzımdan kaçırmak istemiyorum.
Polisiye gerilime ve cinayet araştırmasına doyacağınız bir film.Yönetmenin diğer filmleri kadar beğenmesemde izlenebilecek kalitede bir filmdi.

22 Ekim 2007 Pazartesi

BİZDE SUSTUK....


BİR GÜLDÜLER DEVRİLMEMİŞ DAHA GÜN YÜZÜ GÖRMEMİŞ...

TÜRKİYE İLE BERABER BİZDE SUSTUK.

ŞİMDİ YAS ZAMANI.

ŞİMDİ BİRLİK OLUP AYNI ACIYI PAYLAŞMA ZAMANI.

TÜRKİYE'NİN BAŞI SAĞOLSUN.


19 Ekim 2007 Cuma

NEV'DEN IŞIĞIM VE GÖLGEM

Herkes Nevi bir şekilde keşfetmiş ve sevmiştir büyük ihtimalle ama ben size kendi keşfediş serüvenimi anlatıp son kasedi olan Işığım ve Gölgemi tanıtmak istedim..
Nevin melodisi her kulağıma çaldığında aklıma üniversite yıllarında karşı evde oturan arkadaşımın tozlu müzik seti gelir.. Daha 1.sınıftaydık ve o dönemler Nev ilk kasedini cıkarmış yeni yeni tanınıyordu.. Arkadaşım bize ilk dinlettiğinde meşhur şarkısı Efkarlıyı dinletmişti ve cok beğenmiştim.. Hee birde arkadaşımın kendi gitarıyla çalıp seslendirdiği Zor'u da unutmamak lazım...
Vee Nev 3. albümü olan IŞIĞIM VE GÖLGEM ile karşımızda...Doğrusu bu albümünde Nev beni unutmamış Ardahan yolları gözlediğimi biliyor olsa gerek şarkısında diyor ki ; Zaman sen diyorlar çaresi geçte nasıl geçersen geç, Geç bildiğin gibi :) ...

IŞIĞIM VE GÖLGEM Naim KORUDAĞ ve Nev prodüktörlüğünde 1,5 yılda hazırlanmış. 12 adet şarkıdan oluşan albümde Kör Kuyular ve Kelebeği iki farklı versiyonda dinleceksiniz ve emin olun ikiside birbirinden güzel.. Albümdeki şarkıların tümü Nev'e ait. Benim favori şarkım Susma ve Sukut-u Hayal tabi Aşk meydanıda atlamayalım Nevi seven ve takip edenler bu şarkıyı çok farklı bulacaklar...

İlk klip Sukut-u Hayal şarkı sözleri bir yana müziği bu dünyadan uzaklaşmanıza yetiyor. Aslında albümdeki bir çok parçanın müziği gönlünüzde ayrı bir yere hakim olup sizi alıp götürecek...Nevinde dediği gibi gölgeniz hep peşinizde olacak...
Sükut-u Hayal
Ne başlayabildik doğrudürüst ne de bitirebildik
Ne vazgeçebildim,bilirsin beni,ne de anlatabildim
Ah bu aşk iflah etmez beni
Onunsa umrunda değil,biliyorum
Zaman,sen diyorlar çaresi
Geç de nasıl geçersen,geç bildiğin gibi
Ah şu gönlüm hiç kimseyi böyle sevmedi
Hiç kimseye böylesine yenilmedi
Ne yapsam ne söylesem de değişmedi
Ama al dedim,vur demedim ki
Ayakta hislerim,dilimde düğümler
Söz geçmiyor ki kendime
Mecalim yok anlat diyorsun ya
Bendeki usul kıyametiHani birisi daha çok sever ya
Bizimkisi o misal
Meğer o vefasız çoktan gitmiş
Gel de anlat kendine,gel de anlat ellere
Ah şu gönlüm hiç kimseyi böyle sevmedi
Hiç kimseye böylesine yenilmedi
Ne yapsam ne söylesem de değişmedi
Ama al dedim,vur demedim ki
Kırılmış gururum hiç aman vermiyor ne söylese haklı
İşin aslı bende saklı

18 Ekim 2007 Perşembe

YILDIZ TOZU (STARDUST)

Bu gün sıcağı sıcağına bir vizyon filmi paylaşacağım.
Tadı damağımızda kalan çok büyülü bir film.
Şu ana kadar izlediğim en güzel masal...


Başrollerinde;
Michelle Pfeiffer (Cadı)


Robert De Niro (Kaptan Shakespeare)

Claire Danes (Yıldız,Yvaine)
Charlie Cox (Tristran)
Sienna Miller (Victoria)
oynuyor.

Konusu Tristran sevdiği kız Victoria gönlünü kazanabilmek için kayan bir yıldızı büyülü duvarın arkasında ki dünyadan ona 1 hafta içinde doğum gününe kadar getirmeye söz verir.Yoksa Victoria başkasıyla evlenecektir.
Hiç tanımadığı annesinin ona bıraktığı babil mumuyla başlayan serüven fantastik ve büyülü bir hikayeyle devam ediyor.

Tümüyle bir masal izlemeye hazır olun.Öyle bir masal ki şu ana kadar hiç dinlemediğiniz hiç okumadığınız kadar görkemli.Teknolojinin nimetlerinden yararlanılması hayal gücünün sınırlarını zorluyor.

Beyler aşk temasının üstünde durulmasında sıkıldılar ama unuttukları birşey var ki her masal mutlu sonla biter ve o masallarda her zaman prens ve prenses vardır.Eski çağ bir masalın modern yorumu.
Michelle Pfeiffer ve Rober De Niro üstlerine düşeni fazlasıyla yapmış.Hatta Robert De Niro'yu bu güne kadar hiç görmediğiniz bir rolde görüp çok eğleneceksiniz.


Filmde komik sahneler de çok.Özellikle 7 kardeşin taht mücadelesi sırasında ortaya çıkan hayaletler ve aralarında ki konuşmalar gerçekten çok komikti.Bir de korsanlar.

Lafı uzatmaya gerek yok.İzlediğim ve beğendiğim en iyi fantastik filmdi.Benden söylemesi.Vizyondayken kaçırmayın derim.

17 Ekim 2007 Çarşamba

TERABİTHİA KÖPRÜSÜ

Çoçukken kurduğumuz hayaller,oyunlar ve inandıklarımız.
Film iki arkadaşın kurduğu hayal dünyası üzerine.Bu hayal dünyası gerçek hayattan bir hayli nasibini alıyor ama.Hepimizin hayalleri gibi.
Jess 2 abla ve 2 kız kardeş arasında kalmış kendi hayal dünyasında resim çizmeye çok yetenekli bir öğrencidir.Koşmayı da çok seviyor.Son okul yarışında Leslie adında okula yeni gelen bir kıza yeniliyor.
Leslie onun durağında inince Jess kızın yeni taşınan komşuları olduğunu anlıyor.O günden sonra Leslie ile evlerinin arkasında ki ormanda kendilerine ait bir krallık kuracak ortak hayalleri paylaşacaklardır.
Başrollerinde Hasat Zamanından hatırlayacağınız (biraz büyümüş)Annasophia Robb ve Josh Hutcherson var.
Jess'in küçük kız kardeşi rolündeki kız Maybelle o kadar tatlıydı ki anlatamam.Çok şirin birşey.
Filmde Leslie nin ailesi yazar ve kızlarını çok özgür ve modern yetiştiriyorlar.Evde televizyonları yok .Ama buna rağmen Leslie'nin hayal gücü çok geniş.
Jess'in ailesi ise geçim sıkıntısı yaşayan çocukları ile pek ilgilenemeyen bir aile.

Film de hayal kırıklığı yaratan tek şey görsek efektlerin azlığıydı.Daha fantastik bir dünya izlemeyi umarak aldık.Ama dram ağırlıklı duygusal bir film çıktı.Kesinlikle kötü değil ama afiş ve fragman yanıltmasın.Fantastik görüntüler çok az.

Ben izlemenizi özellikle ortaokul çağında çocuğunuz varsa izletmenizi tavsiye ediyorum.

ÖZGÜRLÜĞÜN RENGİ

Özgürlüğün rengi olur mu? Tabi ki olmaz.Ama bir zamanlar hatta yakın geçmişte bir zamanlar varmış.Nelson Mandela 'nın hapisanede kaldığı yıllarda ona gardiyanlık yapan James Gregory'nin hayatından bir kesiti anlatıyor film.Ama önemli bir kesiti.
James son derecede ırkçı ve otoriter bir kişilikte Güney Afrika'da gardiyanlık yapan evli ve iki çocuklu bir adamdır.Şu an ki başarısını ve bundan sonra beklediği başarıları da ırkçı tutumuna borçludur.Ama hayatı 20 yıl gardiyanlık yapacağı Nelson Mandela ile tanıştıktan sonra çok farklı yönlere doğru gidecektir.
James'in bu göreve seçilmesini sağlayan katı tutumu ve Mandela 'nın yerel dilini biliyor olamasıdır.Amaçları ise mahkumun içerdeki hareketlerini ve ziyaretçileri ile olan görüşmelerini iç işlerine ihbar etmektir.
Mandela'nın hapisanede ki tutumları ve görüşleri ırkçı gardiyan James'ı bile yumuşatacak hayat görüşünü değiştirmesini sağlayacaktır.

Başrollerinde Aşık Shekespeare filminde William Shekespeare rolündeki Joseph Finnes,cnbc-e kanalında yayınlanan 24 dizisinde başkan rolünden ya da Cennetten Çok Uzakta filminde beyaz kadının aşık olduğu zenci bahçıvan rolünden hatırlayabileceğiniz Dennis Haysbert ve Truva filminin güzeller güzeli Helen'î Diane Kruger var.

Film tarih dersi tadında olsa da sürükleyici ve oyunculuklar çok iyi.İzledikten sonra yaptığım küçük bir araştırma sonucu aşağıda ki durumu öğrendim.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Nelson_Mandela
Afrika Ulusal Kongresi (ANC) Başkanı Nelson Mandela, 8 Nisan 1992′de kendisine verilmesi kararlaştırılan ‘Uluslararası Atatürk Barış Ödülü’nü reddettiğini açıklanmıştır. Mandela’ya ödülün 19 Mayıs 1992′de dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından verileceği açıklanmıştı. 12 Mayıs’ta Johannesburg’ta bir açıklama yapan ANC sözcüsü Gilli Marcus, Mandela’nın ödülü, Türkiye’nin Kürtlere yönelik savaşçı politika ve insan hakları ihlalleri nedeniyle kabul etmediğini açıkladı ve Mandela’nın Türkiye’yi ziyaret etmeyeceğini bildirdi.
Üzüldüm açıkcası.Çünkü ülkemizde hiç bir insana veya guruba düşmanca davranıldığını düşünmüyorum.Hatta tam tersi biz Türklere savaşçı davranıldığı kanısındayım.Sanırım Mandela bu konuda yanlış yönlendirilmiş.Şu an verdiğimiz şehitler bu durumun en büyük kanıtı.

16 Ekim 2007 Salı

CESUR BALIK

Pi Boston da ailesiyle yaşayan bir balıktır.Annesi ve babası balıkçıların ağına takılır ve oğullarından son istekleri Resifteki İnci teyzesini bulması olur.

Pi bir yunus sürüsü ile birlikte Resifin yolunu tutar.Uzun bir yolculuk sonrası İnci teyzesini bulur.Yeni yaşamı güzeller güzeli Cordelia 'yı görünce daha da renklenir.


Aşık olan Pi' nin önünde koca bir köpekbalığı sorunu vardır.Cordelia 'nın köpekbalığı Troy'un incisini kabul etmemesi için Pi onunla savaşmak zorundadır.Küçük cüssesine rağmen alacağı yardımla bunu başarabilecek mi bakalım?

Kayıp Balık Nemo ve Köpekbalığı Hikayesinin yapımcılarından Cesur Balık.Ama onlar kadar güzel olduğunu söyleyemem.Biraz daha sönük kalmış.
Yinede özellikle çocuklar için eğlenceli ve neşeli bir çizgi film.Seslendirmeler de çok güzeldi.
Pi ; Mehmet Ali Erbil
Cordelia ; Özgü Namal
Troy; Okan Bayülgen
Şirin bir çizgi sinema...

SIRADIŞI

Türkçeye Sıradışı diye çevrilmiş ama Önsezi ismi daha çok yakışıyor filme.

Başrollerinde Sandra Bullock ve cnbc-e de yayınlanan Nip-Tuck dizisindeki doktorlarımızdan Julian McMahan var.

Linda ve Jim mutlu bir evlilik hayatı sürüyor.Ta ki Linda kocasını bir trafik kazasında kaybedene kadar.Herşey buraya kadar normal görünüyor değil mi?

Linda kocasının ölüm haberinde sonra sabah uyandığında kocasını karşısında kahve içerken görünce kötü bir rüya gördüğünün düşünecek ve rahatlayacaktır.

Asıl soru şu ;
Kocasının öldüğü mü kabus?
Ölmediği mi rüya?

Bilmeceyi izlerken çözün.Puzzle tadında çok güzel bir filmdi.
Birçok olumsuz eleştiri aldığı için filmden emin değildim ama izlediğimize değdi.Biz çok beğendik .
Ayrıca filmin yönetmeni bir Türk.Daha doğrusu Alman asıllı bir Türk.Adı Mennan Yapo.(Mennan Yapıcıoğlu )

15 Ekim 2007 Pazartesi

BLOG HAREKET GÜNÜ


Küresel ısınma belkide birkaç senedir en çok duyduğumuz terimlerden biri.
Dünya atmosferi ve okyanusların sıcaklıklarında beliren artış demek.
Konunun bilimsel yönünü bilim adamlarımıza bırakalım ve günlük hayatta aldığımız birkaç önlemden bahsedelim.
Kişisel olarak alabileceğimiz önlemler genellikle su ve enerji tasarrufuna yönelik.
  • Evde ki tüm ampuller enerji dostu ampullereden.
  • Televizyon izlemiyorsak fişini mutlaka çekiyoruz.
  • Diş fırçalama,traş olma esnasında israfı en aza indirdik.
  • Klozete asılan deterjanlardan kullanmıyoruz ve klozetimiz stoplu denilen cinsten.
  • Motosikletimize kurşunsuz benzin alıyoruz.
  • Plastik kaplardan uzak duruyıruz,tercihimiz cam şişe ve kavonozlar..
  • İş yerinde kağıt israfına dikkat ediyoruz.Kağıtları arkalı önlü kullanıyoruz.
  • Bilgisayarsa işimiz yoksa ekranı kapatıyoruz.
  • Bahçede doğal gübre kullanıyoruz.
  • Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketmeye çalışıyoruz.
  • Mevsimi olmayan sebze ve meyveler için evde konserve yapıyoruz.
Tabii bunlar basit görününen ama toplamda yerkürenin ateşini düşürecek önlemler.
Bu konu ile ilgili her an kulağımız açık ve araştırma içindeyiz.Dönemin genç nesli olarak ne kadar bilinçlenirsek o kadar bilinçli bir toplum bırakırız arkamızda...

14 Ekim 2007 Pazar

ETKİNLİK YE *27 KARADENİZ YEMEKLERİ

Bu ay ki etkinliğin konusunu duyunca Ayşeyle yerimizden zıpladık.Karadeniz yemekleri demek bizim soframız demekti.Kolları sıvadık.Ramazan olması ,çalışıyor olmamız bizi biraz egelledi o yüzden 1 tarif verebileceğiz.Ama ilerleyen zamanlarda başka tariflerde olacak.



Tarifimiz Pazı Kavurması...

Malzemeler

3-4 orta boy patates

Yarım kilo kadar pazı (ölçmedik göz kararı kullandık)

1 tane soğan

2 kaşık tereyağ

2 diş sarımsak

Patatesleri soyun ve haşlayın.

Haşlanan patatesi iyice ezin.

Pazıları yıkayıp ince ince doğrayın.

Pazılarıda haşlayıp süzdürdükten sonra avucunuza alıp sıkarak iyice suyunun çıkmasını sağlayın.

Ayrı bir tencerede tereyağını eritin ve soğanı kavurun.

İçine ezilmiş patatesleri ve sıkılmış pazıyı ekleyip iyice karıştırın.

Sarımsak ilave edin.

2-3 dakika ateşte çevirin.

Pazı kavumamız servise hazır.(isteyen içine patates koymayabilir)



Tarifi iler ki zamanlarda gelecekler.

Kara Lahana Yemeği

Mısır Ekmeği

Turşu Kavurması

Kazkaldıran


11 Ekim 2007 Perşembe

BAYRAM GELDİ HOŞ GELDİ....

ÖZLEDİYSEN GİT BUL
KIRDIYSAN AF DİLE
KIRILDIYSAN AFFET
SEVİYORSAN SÖYLE
ÇÜNKÜ;
BU GÜN BAYRAM...

10 Ekim 2007 Çarşamba

ELMALI PASTA


Geçenlerde hem annemlere hem kendime yaptığımız süper bir pasta bu.Aslında kek gibi ama o kadar kuru değil.Kısacası çok ama çok güzel oluyor.Bizim şimdiden vazgeçilmez listemize girdi.
Orjinal adı Yağsız Elmalı Pasta.Sevgili arkadaşım thesuur dan.Tarifi bire bir uyguladık.Tek fark anneme yaptığımızı çiçek kalıpta bize yaptığımızı kelepçeli kalıpta yaptık.Kelepçeli kalıpta daha güzel pişti.
Tarif için lütfen burayı tıklayın.
Ayrıca bu güzel tarif için şimdi ailesi ile hasret gidermekte olan arkadaşımıza çokkk teşekkür ediyoruz.
Yarın Arife günü.Herkes yoğundur eminiz.Bizde öğlene kadar çalışıp işlerimizi yetiştirmeye çalışacağız.Herkese ve bize kolay gelsin.


9 Ekim 2007 Salı

İFTAR DAVETİ MENÜSÜ

Ramazan dolayısıyla başlayan iftar münüsü sobesi oyununda kendi kendimize sobeledik.Sizlerle bir davet sofrası paylaşalım dedik.
Soframızın genel görünüşünde bir tuhaflık sezebilirsiniz.Çünkü bardakları koymadan fotoğraf çekmişiz.Oruç ve telaş birleşince normal tabii.


Menümüz ...
Mercimek Çorbası


İslim Kebabı

Garnitürlü Pilav



Kara Lahana Sarması

Patates Çanaklarında Havuç,Kabak Salatası

Çikolatalı,Negrolu Kazandibi Şöleni (biz uydurduk)

Umarız herkesin Ramazanı hayırlı geçmiştir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Related Posts with Thumbnails