23 Haziran 2010 Çarşamba

BEN,KENDİM VE 2 YAŞ SENDROMU



Bu aralar Defne cadısının ağzından çıkan tek cümle
-Ben....kendim....
Boşlukları istediği gibi dolduruyor.
-Ben içicem...
-Kendim yiycem...
-Benim kardeşim...
....
Ne tuhaf birşeymiş bu 2 yaş sendromu.1 yaşından beri inatçı ve dediğim dedikti ama şimdi 1 aydır huysuzluklar hat safhada.Bir ukalalık ki sormayın gitsin.:))
Bacak kadar boyuyla hava atıyor cadı...
Bu dönem pedagoglar tarafından "anne babaların sınavı" diye adlandırılmış.Hakkaten sınav.

Araştırma yaparken bulduğum şu not çok hoşuma gitti.Özellikle "Türkçeyi çok az bilen bir çinli" kısmı.:))

2 yaş annelerine dersler:

DERS 1: SABIRIN anneler, zamanı gelince geçiyor öfke nöbetleri, ağlama, inat krizleri.

DERS 2: Önemli şeyler anlattığınızda çocuğunuzun sizi gerçekten anlaması için, onun çok az Türkçe bilen bir Çinli olduğunu düşünmeye çalışın..

DERS 3: Öfkelenmeye başlayan çocuğunuzun anlatmaya çalıştığı şeyi gerçekten anlamak için tüm duyularınızla dinleyin onu

Meral Günenç
10.10.2005

***bu yazı www.aile.org.tr sitesinden alınmıştır.***




Giydirmeye çalışmak tam bir işkence.Özelliklede benim gibi 6 aylık hamile biri için.Şimdiden;
-Onu iştememmm...
-Etek giydir...
-Öbürküşünü giydir...
Tv izleme huyu yoktu.Bizde izlesin diye hiç ısrar etmedik.Bu aralar başkalarında görüp sevdiği TRT Çocuk-GECE BAHÇESİ programını izliyor.Yemek hazırlarken iyi oluyor.Bana sataşmıyor.Ama program bitince...
-Gene aç...gene açç...
-O diyil..
-Maka faka aç...
Bitti kızım.Yarın çıkacak.Yok ikna etmek mümkün değil.
Karakteri oluşuyor,geçici bir dönem,sabır sabır...deyip idare ediyoruz.Ama işimiz zor anlaşılan.

Allah sağlık versin de gerisi önemli değil diyorum.Çocuğum sağlıklı,tepkileri de normal.Çok şükür.Büyüyünce gülerek hatırlarız inşallah...

17 Haziran 2010 Perşembe

KOMİLİ İLE BICI BICI



Defne Su adını verirken bu kadar su meraklısı olacağını tahmin etmemiştik elbette.Dün denizle ilk buluşmasından sonra onu sudan koparmanın mümkün olmayacağını anladık.Böyle devam ederse seneye bir yüzme okulu projesi geliştirmek durumunda kalacağız galiba.:))

Çok eğlendi kızım dün.O eğlendikçe biz mutlu olduk.Denizden çıkışı çok gürültülü oldu tabii.Eve dönene kadar ağladı.
-Atlaycam....aaaaaa
-Yüzcem.....aaaaaa
Gözyaşları dinmedi.Eve gelince hadi kızım dedim banyoya.Koşarak gitti.Durumu biraz yumuşattık banyo ile.




Doğduğundan beri birçok şampuan denedim Defneye.Johnson,Chicco,Dalin, vs...
Ayşe Eymen'e Komili'nin bebek yağını almış.Görünce şaşırdım.Komili'nin bebek ürünleri çıkmış.Ayşe çok memnun olduğunu söyleyince şampuanını aldım.Ve ilk defa çok memnun kaldım.Bir kere mis gibi kokuyor ve yumuşacık yapıyor saçlarını.İçeriğinde saf zeytinyağı oluşu,Türkiye'de üretilmesi çok güzel bence.
Bu kadar kaliteli bir Türk malı varken yabancı marka almak gereksiz.Üstelik yarı fiyatına.Ben Kremli Bebek Şampuanını kullanıyorum.
Benim gibi şampuan konusunda kararsızsanız tavsiye ederim.
Şampuanı,Pişik Kremi,Bebek Yağı,Sabunu,Losyonu herşeyi var.

Bu sıcak günlerde bol bıcı bıcılı günler diliyorum herkese...

14 Haziran 2010 Pazartesi

KÜLAHTA DONDURMA



Bu sabah işe geldiğimde isteksiz ve mutsuzdum.Sebebini bilmiyorum.Öylesine isteksizdim.Belki de Defne "her sabah peşimden ağlamayı" bırakmadığı için olabilir.
İlerleyen saatlerde yanıma veda etmek için uğrayan öğrenciler içimde bir umut ve mutluluk uyandırdı.
Çalıştığım yer bir Meslek Yüksekokulu.Ben burada staj bürosunda görevliyim.Mezun olan öğrenciler bana veda etmek için,hakkını helal et demek için uğradılar.Çok mutlu oldum.Sevgide, ilgide bencil olmadım hiçbir zaman.Bunun yine sevgiyle karşılık bulması gerçekten çok güzel.
İnşallah kızımda böyle karşılıklar bulur.Şimdiden yüreği sevgi dolu kızımın.Allah onu böyle insanlarla karşılaştırsın inşallah.(AMİN)




Bu arada sevgi demişken akşamları eşimin kızımla bana hazırladığı külahta dondurmadan bahsetmeden geçemeyeceğim.KOSKA'nın dondurma külahını görmüşsünüzdür.Marketlerde 1 TL satılıyor.İçinde 10 tane var.Tadı çok güzel.İçi ballı gibi.Sevdiğimiz dondurmadan da alıp akşamları evde dondurma hazırlıyor eşim bize.Gerçekten çok eğlenceli oluyor.Ben sokakta çekiniyorum külahta dondurma yemeye.Eski kafalıyım galiba biraz.
Çocuklar içinde çok güzel oluyor.Dondurmanın miktarını ayarlamamk açısından.İsterseniz evde yaptığınız dondurmayı bile koyabilirsiniz külaha.
Biz bunu dışarda satılan dondurmanın 1 topunun 1 TL olduğunu öğrendikten sonra keşfettik.Biraz pahalı değil mi sizcede 1 top 1 TL.Kağıt helvasıda var.Ama onu henüz denemedik.

Neyse ordan burdan her yerden oldu bu yazı.İyi bir hafta diliyorum herkese.

13 Haziran 2010 Pazar

FROZEN



Çok iyi film,süper vs... gibi yorumlar yapanların kulaklarını çınlatarak filmi hiç beğenmediğimi söylemek istiyorum.
İç gıcıklayıcı sahnelerle dolu 3 gencin sözde kurtuluş hikayesi.
İçinde hayatta kalma mücedelesine ait hiç birşey göremedim.
Konusu ile ilgili fazla bir açıklama yapmayacağım.İzlemek isteyenleri rahatsız etmemek adına.
Ama şu kadarını söyleyeyim çok matah bir film olmadığı gibi zevkler ve renkler........:))

9 Haziran 2010 Çarşamba

PERS PRENSİ:ZAMANIN KUMLARI



Bilgisayar oyunlarından hiç anlamam.Hiç te sevmem aslında.Bu güne kadar oynadığım tek oyun Farmville idi.Ondanda sıkılıp bıraktım.Muhtemelen zaman kaybı olarak gördüğüm için çabuk sıkılıyorum.
Bahsedeceğim filmde bir oyundan alıntı.Oyunu oynamamış olmak daha iyi oldu diye tahmin ediyorum.Çünkü beklentisiz ve önyargısız oturdum ekranın başına.

SONUÇ:Filmi çok beğendim.Çok eğlenceli ve sürükleyici buldum.
Başrollerinde Jake Gyllenhaal ve Gemma Arterton (bir Bond kızı)var.
Fantastik bir hikayesi var.Zamanı geri alabilen bir hançer için yapılan bir savaşın hikayesi.Aslında tam büyükler için yapılmış bir masal.
Ama küçüklerde çok rahat izleyebilir.Zira hiç müstehcen ve kanlı bir sahne yok.

Espirisi ve heyecanı bol bir film.Tavsiye ederim.

4 Haziran 2010 Cuma

46.TEKİRDAĞ KİRAZ FESTİVALİ



DAVETLİSİNİZ...
Festival programını görmek için buraya bakabilirsiniz...

Bu programlar dışında Tekirdağ sahilinde birçok stand açılacak.Çeşit sınınrı yok bu standlarda.Gezilecek alınacak birçok ürün var.Traktör tanıtımlarından tişört satan sergilere kadar.Hatta Kiraz Yarışması sonunda 1. olan kirazdan satılacak sergileride bu standlara dahil.

Bence hafta sonu çıkıp bir kiraz alalım demek için güzel bir etkinlik.Festival geceleri çok kalabalık olduğu için biz akşam üstlerini tercih ediyoruz.Çocuklu aileler için de tavsiyem akşam üstü saatlerini tercih etmeleri.Ama biz genciz çoşar eğleniriz derseniz akşamlar tam size göre :))

Tekirdağ kaçamağı yapmak isteyenlere tavsiyem sabah erkenden çıkıp Naip Köyü yani Uçmakdere taraflarında güzel bir pikniğin arkasından festivali gezmeleri olacak.
Tavsiyesi benden gezmesi sizden.
HOŞÇAKALIN...

3 Haziran 2010 Perşembe

SOYSUZLAR ÇETESİ



Quentin Tarantino'nun filmlerini her zaman hem nefret etmiş hemde çok beğenmiş olarak izlerim.Nasıl oluyor o iş diyebilirsiniz ama oluyor işte.
Bol kanlı iç gıcıklayıcı sahneleri nefret ederek, ama hikaye, çekim teknikleri ve karakterleri hayranlıkla izlerim.


Bu filmde de öyle oldu.Konusu hem dramatik hemde espirili.Bu da olmadı dimi.Ama öyle konu Tarantino olunca filme yorum yazmakta zor oluyor.
En klasik deyimiyle zevkler ve renkler tartışılmaz elbette.Ama ben filmi beğendim.
Sebepleri ise:
-Çok sürükleyici ve heyecanlı,
-Tarzı çılgın,
-Karakterlerin her biri çok iyi seçilmiş ve kişilikli,
-Konusu sıradan Nazi filmlerinden farklı ve espirili,
*Özellikle Brad Pitt ve adamlarının İtalyan gibi görünmeye çalıştıkları sahne favorim.

Kadın karakterlerde çok iyi seçilmiş.



Mélanie Laurent ve Diane Kruger...



Ama tekrar söylüyorum avuçlarınızı terletecek derecede kanlı sahneler var.Buna hazırlıklı olarak izleyin.:))

2 Haziran 2010 Çarşamba

YENİ YORUMUYLA ROBİN HOOD



Bu aralar Türkiye'de yaşanan olumsuz olayların haberleri bir yandan artan iş temposu bir yandan,büyüyen karnım diğer yandan devam ederken yazı yazmak gerçekten zor geliyor.Ama bir mola için iyi fikir diye düşündüm.

VE...

Russel Crowe ve Cate Blanchett için Robin Hood oyunculukta yeni bir sayfa olmamış elbette.(İkisini bir arada görmek çok güzeldi bu arada)Ama film Robin Hood efsanesi için kesinlikle yeni bir sayfa olmuş.Her zaman gösterilen kahramandan çok daha farklı bir kahraman var filmde.

Aslında filme Robin Hood'un Doğuşu demek daha güzel olcak.Çünkü filmin konusu Robin Hood'un o bizim bildiğimiz noktaya yani ormanda zenginlerin yolunu kesip onlardan aldıklarının fakirlere dağıtma noktasına nasıl geldiği...

Film için çok ciddi araştırma yapılmış.Ridley Scott bu filmde aşkı ön planda tutmuş ki bu durum benim çok hoşuma gitti.Ama bu savaş sahnelerinin az olduğu anlamına gelmiyor.
Bence bu güne kadar çekilmiş en iyi Robin Hood filmi.Hatta efsanenin doğru olmadığına inananları inandıracak güçte.
Filmde özellikle Leydi Marion karakterini çok etkileyici buldum.
Kısacası bence film mutlaka izlenilmesi ve arşivde olması gereken bir film.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Related Posts with Thumbnails